1 |
cendere[1] Sıkıştırma aleti | [2] Dar dere, boğaz, geçit | [3] Manevi baskı, sıkıntı veren yer | [1] cendereye koymak | [1] pres, basınç, baskı | [2] oklava
|
2 |
cendere[1] Ankara ili Nallıhan ilçesine bağlı bir köy.
|
3 |
cendereyun. Tazyik. Baský, basýnç. * Dar dere, boðaz. * Kalýn oklava. * Çamaþýr ütülemeye mahsus iki aðaç üstüvaneden ibaret alet. * Mc: Sýký ve dar yer.
|
4 |
cendereTahta mengene dökümcülükte derileri yan yana getirdikten sonra, dağılmalarını önlemek için kullanıla…
|
5 |
cendereÝnattan vazgeçmeye, çetinlikle birlikta mal ve dünyalýk kazanmaya delalet eder. Cendere kelimesinin rüya tabiri fark etmiþ olduðunuz üzere kýsa ve öz anlatýlmýþtýr. Ancak rüya tabirlerinde unutmamanýz [..]
|
6 |
cendereTahta mengene dökümcülükte derileri yan yana getirdikten sonra, dağılmalarını önlemek için kullanılan iki üzün demir çubuklu, uçları yivli iki yanı ağaç plakalı Mengen.
|
7 |
cendereCendere; Bir şeyi sıkmak, ezmek gibi işlerde kullanılan düzenek.
Mecaz anlamda manevi baskı.
Cendere Çayı, Adıyaman'da, Kahta Çayı'nın kolu.
Cendere Köprüsü, Adıyaman'da tek kemerli, tarihi Komagene k [..]
|
<< cehalet | bürokrasi >> |